Bismillah.. 10 Yıldır, Nişankaya köyüne arılarımı götürür idim.Bölgenin flora alanı az olsa da sırf insanları iyi olduklarından o bölgeyi terk etmiyordum.Sonunda dışarıdan başka bir arıcının kovanlarını getirip yukarıma bırakması,artık Nişankayada işimin olmadığını gösterdi. Organik tarımda yakınlarda konvansiyonel arıcılık yapanların olmaması şartından dolayı adamlara ve Muhtara rica ettikse de maalesef işe yaramadı.Konaklama belgem ile bir dilekçe verseydim yeni gelen arıcıyı kaldırtabilir idim onuda yapmadım.Ben 10 yıldır hep dikkat ettim kimsenin arılığına yakın arılarımı koymadım,bu konuda bence her bir arıcı en az araya 3 km mesafe bırakarak yerleşmelidir.Sonuç olarak pılımı pırtımı topladım doğru kayınbabamın köyüne. Allah kayınbabama rahmet etsin.Kendisi gerçekten takva ehli birisi idi.Kaynımın elinde olan arsaya,kızkardeşinizin payı yokmu deyip arsaya el koydum.500 metre ilerde arılar var a...
Bir arıcı olarak madem saf bal üretiyorum neden kullandığım ilaçlarda organik olmasın dedim.Varrova tedavisinde formik asit ve oksalik asit tavsiye edildi,bende ikisinide alıp kullanmaya başladım.Geçen yıl 3-4 cc peçeteye sıkarak uyguluyordum varrova yı döküyordu ama tamamen bitirmiyordu. Bu sezon varrova bayağı çoğalmıştı kovanda.Yapılan tavsiyelerde enjektör içinde asit uygulandığında hem daha uzun süreli buharlaşma oluyor hemde iyi sonuç alınıyordu deniliyordu.Bende bir kovana deney olarak yaklaşık 14 cc formik asidi enjektör içine bırakarak uyguladım.Arı hiç rahatsız olmadı hava sıcaklığı da en az 25 derece idi.Bir gün sonra baktığımda asit yeni bitmişti ve epey de bir varrova dökülmüştü.Aynı uygulamayı diğer kovanlara da uygulamaya karar verdim. Dün başladım enjektörlere asit doldurmaya ve kovanlara uygulamaya iki üç kovan hiç tepki göstermedi.Fakat bir kovan daha asiti enjektöre doldurur doldurmaz paniklemeye paşladı ben normal dır dedim bişey olmaz diyer...
2020 yılı, bir çok alanda garip bir yıl olarak anıldığı gibi, Arıcılık alanında da çok garip başladı ve garip bir şekilde bitiyor. İlk baharda yağan yağmurlar bizi çok ümitlendirmişti. Her taraf yeşillenmeye başladı ve yağmurlar hiç dinmiyordu. Bereketli bir sezon olacak ve ilk kez iyi oranda bal alacağız dedik. Allah öyle takdir etmedi ve geceler çok soğuk geçmeye başladı ve otlar fazla yükselmedi dolayısıyla çiçeklerde iyi bir şekilde açmadılar. Çiçek çeşidi çok az oldu. Tam bal döneminde iki kez sel akacak şekilde yağmur yağdı ve oluşan nektarı da yıkayıp götürdü. Sonuç beklenen olmadı ve ümitler başka bir sezona kaldı. Yine de her şeyin hayırlısı diyelim. Nektar akışının başlangıcı böyle olur. Bu yıl etiket şeklini değiştirdim. Bu şekilde daha çok sevildi. Çayır melikesi,güzelliğini yine sergilemiş. Ballıklar çoğaldı ama maalesef içleri boş. Değerli Arıcılar ve değerli takipçilerim, blog sayfalar eskisi gibi takip edilmiyor, ama...
Yorumlar